• info@kebulaw.com
  • +90 534 035 29 50

Yabancı Yatırımcılar İçin Türkiye’de Doğrudan Yatırım

Türkiye’de yatırım yapma, şirket kurma ve tescil etme hususları pek çok yabancı yatırımcı açısından önem arz eden hususlardır. İşbu çalışma ile Türkiye’de şirket kuran veya kurmayı düşünen yatırımılar açısından kısa bir bilgilendirme ile bu yatırımlara yönelik destek hizmetleri hakkında kısa bir bilgi verilecektir.

Her ne kadar üzerinde görüş birliğine varılmamış olsa da yabancı yatırımların büyüme ve kalkınma hedeflerini gerçekleştirmek isteyen ülke ekonomilerine verimlilik ve hizmetlerin kapsamı yönünden büyük oranda olumlu etkisi bulunmaktadır. Rekabetin şiddetli olduğu sektörlerde bu etki daha da belirgindir.

Doğrudan yabancı yatırımların özendirilmesi, yatırım ve yatırımcı kavramlarında uluslararası standartların sağlanması, yabancı yatırımcıların haklarını koruyarak doğrudan yabancı yatırımların arttırılmasını sağlamak amacıyla 2003 yılında çıkarılan “Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu” ile “Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu Uygulama Yönetmeliği” ile bu alanda değişiklikler yapılmış ve yabancı yatırımların desteklenmesi amacı ile çeşitli komisyon ve komiteler kurulmuştur. Bu değişiklik ve yenilikler uluslararası ticaretin yoğun olması nedeni ile özellikle Orta Asya ve Orta Doğu ülke yatırımcıları için potansiyeli artırmakla birlikte ayrıca bu yatırımcıların mevcut ya da kurulacak şirketleri açısından önem arz etmektedir.

Türkiye’de yürürlükteki mevzuat çerçevesinde Doğrudan Yabancı Yatırımlar değerlendirildiğinde, sağlanan kolaylıklardan bazılarını ve getirilen yenilikleri şu şekilde sıralamak mümkündür;

Yabancı yatırımcılar, Türk yatırımcılar ile ayni hak ve sorumluluklara sahiptir.
Yabancı ortak payına ait kısıtlama bulunmamaktadır.

Yabancı sermaye olarak getirilen dövizler, Türk Lirasına çevrilmeden döviz tevdiat hesabında tutulabilmektedir.

Kâr payı, tasfiye payı vb. gibi kazançlar serbestçe ülke dışına transfer edilebilmektedir.

Yabancı yatırımcı ihtiyaç duyduğu yabancı personeli istihdam edebilmektedir. Yine bu kanun kapsamında kurulan şirket, şube ve kuruluşlarda istihdam edilecek personele verilecek çalışma izninin, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca verileceğini hükme bağlamıştır.
Lisans, know-how, teknik yardım ve yönetim anlaşmalarının onay mecburiyeti kaldırılmış olup, tescil yaptırılması yeterli görülmektedir.
Dış kredi anlaşmalarının onay zorunluluğu bulunmamaktadır.

Yabancı yatırımcı tanımı genişletilmiştir.

Yine “Yabancı Yatırım” tanımı da daha geniş bir çerçeveye oturtulmuştur.

Mevcut yabancı sermayeli şirketlerin yeni yatırım yapmaları, kapasite artışına gitmeleri, tasfiyeye gitmeleri, birleşme istemeleri, başka bir şirkete iştirak etmek istemeleri veya hisse oranlarını değiştirmek istemeleri hallerinde Hazine Müsteşarlığı’nın iznini zorunlu kılan düzenleme değiştirilerek izin ve vize işlemleri bilgilendirme sistemine dönüştürülmüştür.

Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu Uygulama Yönetmeliği’nin 9. maddesi ile yabancı yatırımcı kimliğini haiz kimselerin Türkiye’de kurabilecekleri veya iştirak edebilecekleri şirketlerin türleri genişletilmiş, Türk Ticaret Kanunu’nda ve Borçlar Kanunu’nda yer almak şartıyla her türkü şirket kurmalarına müsaade edilmiştir.

Yeni kanun yabancı yatırımcıların getireceği nakit dışı sermayenin (mal, hizmet, fikrî haklar) değer tespitinde Yabancı Sermayeyi Teşvik Komitesi’nin yetkisini ortadan kaldırmıştır. Yeni kanuna göre bu değer tespiti Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre yapılmaktadır.
Yine yabancı yatırımcıların yatırımlarının yürürlükteki mevzuat gereğince; kamu yararı gerektirmedikçe ve karşılıkları ödenmedikçe kamulaştırılamayacağı ve devletleştirilemeyeceği hükme bağlanmıştır.

Yabancı yatırımcıların Türkiye’de kurdukları veya iştirak ettikleri tüzel kişiliğe sahip şirketler, Türk vatandaşlarının edinimine açık olan bölgelerde taşınmaz mülkiyeti veya sinirli aynî hak edinmeleri mümkündür.

Yeni kanun, yabancı yatırımcıların yatırım sözleşmelerinden veya idare ile yaptıkları kamu hizmeti imtiyaz sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümlenebilmesi için bunların milli veya milletlerarası tahkime başvurabilmelerini mümkün kılmaktadır.
Türkiye, açıklanan doğrultuda doğrudan yabancı yatırımlar için cazip bir seçenek olmuştur. Son dönemlerde basta bankacılık, perakende ticaret, otomotiv olmak üzere belirli sektörlerde Türkiye’ye olan ilgi artmaya başlamıştır. Türkiye’de bütün sektörlerde basta hizmet sektörü, taşımacılık ve telekomünikasyon, bankacılık ve mali hizmetler ve toptan ve perakende satış olmak üzere doğrudan yabancı yatırımların yapıldığı görülmektedir.

Doğrudan yabancı yatırımlar hakkında uygulanan finansal, mali veya diğer teşvikler bakımından konunun en tartışmalı kısmı yabancı doğrudan yatırımları artırmaya yönelik teşvikler ve/veya tedbirlerin ise yarayıp yaramadığı hususudur. Bununla ilgili çok farklı görüşler öne sürülmekle birlikte doğrudan yabancı yatırımın üretim, istihdam ve ihracat dışında, çokuluslu şirketlerin teknoloji, yönetim birikimi, uluslararası pazarlama, uluslararası yatırım ve mali deneyimlerinin ülkeye transferi için en etkin aracı olduğu kabul görmektedir.
Türkiye açısından bir genel bir değerlendirme yapıldığında; ülkede ekonomik ve siyasi istikrarın olması, mülkiyet haklarının korunması ve yabancı yatırımlara karşı resmi ve gayri-resmi düzeyde engeller olmaması, doğrudan yabancı yatırımlar için şart olmakla, küresel ekonomiye uyumu sağlayan yapısal reformlar, Türkiye’nin doğrudan yabancı yatırımlar için cazip hale gelmesini sağlamış ayrıca finans alandaki değişiklikler öngörülebilir bir ekonomik yapının oluşturulmasına katkı sağlamış ve yatırım ortamını iyileştirmiştir. Bu sebeple Türkiye şu an itibariyle dünyada yatırıma en uygun ülkelerden biridir.