Türkiye’de Şirket Birleşmesi
Günümüzde rekabetteki artış, rekabetin küreselleşmesi, ekonomik faaliyetlerin çeşitlenmesi ve karmaşıklaşması, müşteri tatmini, ürün ve hizmet kalitesinin önem kazanması, ürün yaşamının kısalması gibi sebeplerle şirketler güç birliği yaparak pazardaki paylarını artırmak istemektedir. İşte bu büyümenin en etkin yolu birleşmelerdir. Özellikle, küçük paylı şirketler birleşip büyüyerek yerel ve küresel pazarlarda boy göstermeye çalışmaktadır.
Hukuki anlamda birleşme; birden fazla ticaret şirketinin malvarlıklarını tasfiye etmeden, içlerinden birinin bünyesinde veya yeni kurulan bir şirkette birleşmeleri ve birleşmeye katılan şirketlerin pay sahiplerine hesaplanan değişim oranına göre, birleşmenin gerçekleştiği şirkette ortaklık payı kazanmasıdır. Bu tanıma göre ülkemizdeki birleşmeler “devralma” ve “yeni kuruluş” olarak iki şekilde gerçekleşebilir. Türkiye’de ise en çok devralma şeklindeki birleşmeler tercih edilmektedir. Sağladığı vergisel avantajlar şirketlerin özellikle vergisiz birleşme de denilen devir yolunu tercih etmelerinde önemli bir etkendir.
Birleşme çeşitleri üç şekildedir.
• Yatay birleşmeler: Birleşecek şirketler aynı sektörde ve aynı coğrafi bölgede işletiliyorsa bu birleşme yatay olarak nitelendirilir.
• Dikey birleşme: Birleşecek olan şirketler arasında alıcı-satıcı ilişkisi varsa, ya da şirket kendi tedarikçisi ile birleşirse, bu dikey birleşmedir.
• Karma birleşme: Birbiriyle ilgisi olmayan sektörlerde ya da farklı coğrafi bölgelerde iş yapan firmaların birleşmeleri, karma birleşmelerdir. Türkiye’de ise en çok yatay birleşmeler tercih edilmektedir.
Türkiye’de işletmeleri birleşmeye götüren birden çok sebep olsa da aslında hepsi tek biriyle açıklanabilir ki o da işletme değerini artırmaktır. Temel amaç büyüme olmakla birlikte büyümeyle başka amaçlar da gerçekleşmiş olur. Birleşme sonucu işletmelerin sahip oldukları üretim, yatırım ve pazarlama güçlerinden daha büyük bir değere ulaşılır, bu duruma sinerji etkisi adı verilir. (2+2=5)
Şirketleri birleşmeye götüren diğer nedenler ise: mevcut rekabeti ortadan kaldırmak, finansal büyüme sağlamak, daha hızlı büyümek, çeşitlendirme yoluyla riski dağıtmak, ürün programını geliştirmek ve genişletmek, hisse senedinin piyasa değerini yükseltmek, pazar payını artırmak, coğrafi olarak genişlemek, know-how satın almak, mevsimsel ve dönemsel satış dalgalanmalarını dengelemek, işletmenin güç ve prestijini artırmak, işletmenin atıl fonlarını değerlendirmek, yetenekli ve uzman yöneticilere sahip olmak, vergi avantajlarından yararlanmak, işletmenin dağıtım kanalları ve arz üzerindeki denetimini artırmak, ilerde olabilecek satın almaya karşı işletmeyi korumaktır.
Türkiye’de gerçekleşen şirket birleşmeleri 1988 yılından başlayarak kademeli olarak 2000’e kadar artmıştır. 2000 ve sonrası ise birleşmelerde sayısal olarak artış devam etmiştir. Bu artış bazı yıllarda düşüşe geçse de tekrar artarak ilerlemiştir. Yatırımcı profili olarak 2000 öncesinde yabancı yatırımcı daha fazla rol almaktayken 2000 yılı sonrasında yerel yatırımcının önemli bir artışla dönemsel dalgalanmalarla yabancı yatırımcının önüne geçtiği görülmektedir.
Türkiye’deki şirket birleşmeleri pek çok sektörde gerçekleşmektedir. 2010’lu yıllarda birleşmelerin en çok görüldüğü sektörler kimya ve kimyasal ürünler, beşerî ilaç, tarım ve hayvancılık ilaç ve gübreleri sektörü, tarım ve hayvancılık, orman ürünleri, su ve su ürünleri, gıda ürünleri ve içecekler sektörü ulaştırma, taşıt ve hizmetleri sektörü ve finansal (bankacılık, sigortacılık ve diğer mali kuruluşlar) hizmetlerdir. Ancak şimdilerde bu sektörlerin dağılımı oldukça değişmiştir.
• 2020 yılında, işlem hacmi bazında telekomünikasyon ve bilişim sektörlerinin önde geldiği, işlem adedi bazında ise 2019 yılında da olduğu gibi bilişim sektörünün ilk sırada olduğu görülmektedir. En büyük hacimli 10 işlemden 3 tanesi finansal hizmetler sektöründe, geri kalan 7 tanesi ise bilişim (2), telekomünikasyon (2), ulaştırma (2) ve enerji sektörlerinde gerçekleşmiştir.
• 2021 yılında, işlem hacmi bazında ulaştırma ve bilişim sektörlerinin önde geldiği, işlem adedi bazında ise 2020 yılında da olduğu gibi yine bilişim sektörünün ilk sırada olduğu görülmektedir. En büyük hacimli 10 işlemden 4 tanesi bilişim sektöründe, geri kalan 6 tanesi ise imalat (2), ulaştırma (2), finansal hizmetler (1), ve kimya (1) sektörlerinde gerçekleşmiştir.
• Türkiye işlemlerinde, 2022 yılında birleşme ve devralmalar içinde en çok işlem ve en yüksek işlem değeri, “elektrik enerjisinin üretimi, iletimi ve dağıtımı” alanında gerçekleşmiştir.
Rekabet Kurumu’nun yayınladığı 2021 yılı birleşme ve satın almalar raporuna göre, Türkiye’de satın alma ve birleşme işlem hacmi 72,2milyar liradır. Bu artış sonraki yıl da devam etmiştir. 2022 yılı raporuna göreyse Türkiye’de 2022 yılında birleşme ve satın alma faaliyetleri küresel, makroekonomik ve sosyopolitik zorluklara rağmen 450 adet rekor işlemle 86.2 milyar lira olarak gerçekleşmiştir.